Diyelim ki bu kitabı bir insan yazdı, kim niye yayınlar ki? Hadi
yayınladı bir şekilde diyelim; Nasıl uluslar arası en çok satan kitaplardan
biri olabilir? Aslında bu noktada kendime kızmıyor değilim. Kitap kapağı tasarımından
ve kitabın arka kapağında ki bilgilerden fazlaca etkilenip aldığım kitaplar
hakkında büyük bir özeleştiri yapmam gerekiyor sanırım. Bunun yanında uluslar
arası çok satanlar listesi hakkında da şüphelerim bu kitapla daha da arttı.
8 yaşında ki bir kızın dünyasını anlatmakla, 8 yaşındaki bir
kızın dünyasını 8 yaşında ki bir kız gibi yazmanın arasında çok büyük fark
olduğunu düşünüyorum. Kitabın dili sonlara doğru işkence olmaktan çıkmaya yakın
gibi gözükse de, bütüne bakıldığında, akıcı olmayan, sıkıcı, üzüntü verici
ve yaratıcılıktan olabildiğince uzak bir roman var karşımızda. Beni, kitabı sonuna
kadar okumaya zorlayan tek şey, eleştirisini yapıp, insanların vakit kaybına
uğramamasını tavsiye etmek.
Birde bu yazıyı yazarak, kitabı okumuş olup bana
anlayamadığımı anlatacak birilerinin olabileceği umut ediyorum.
Şimdi yazacağım şey kitap içeriği ile ilgili olacak belki
ama yazmadan geçemeyeceğim. Yediği limonlu pastadan annesinin duygularını
anlama yeteneği olan genç kızımızın abisinin yeteneği, sandalye ve benzeri
mobilyalara dönüşmek. Evet abisi sandalye oluyor. Sonuna kadar kitabı okuyup
başka bir anlam çıkacak mı diye çok bekledim ama hayır. Durum çok açıkça bu
şekilde. Ya birileri okuyucuyla gerçekten dalga geçiyor yada benim algılarım bu
kitabı özümseyip anlamaya yeterli değil.